Etiket » bedelli askerlik » ersin üzgün


Değmeyin keyfime, Bedelli askerliği tamamladım!

Tarih: 19 Aralık 2018 Çar 11:17 | Bu yazı 2.767 kez okundu.

21 günlük bedelli askerlik hizmetimi tamamlayalı 3-4 gün oluyor. Birkaç gün kafa istirahati verdim kendime. Çünkü insan sivil hayata alışamıyor. Yemek düzeni, uyku düzeni ve alıştığın her şey bir anda değişiyor. Garipsiyorsun.

Önceki yazımda belirttiğim gibi Samsun Esentepe kışlasında bedelli askerliğimi yaptım. Bizim askerliği yaptığımız yer 15. Piyade eğitim tugayı, 5. piyade eğitim taburu diye geçiyor. 2018-Kasım celbindeydim. Gidişim pazar gününe denk gelmişti ve açık kuaför bulamamıştım. Tıraş olmadan otobüsle Samsun’a gittim. Samsun’da teslim olmadan önce merkeze iner, saç tıraşımı olur öyle girerim düşüncesindeydim. Kışla içinde uzun dönem erler tıraş ediyor deseler de pek güvenemedim. Samsun otogara indiğimde içinde kuaför gördüm ve direk içeri tıraş olmaya girdim. Bedelli askerliğin sonuna kadar takılacağım, ranza arkadaşım olacak kişilerle burada tanıştım. Benle beraber 4 kişi ilk olarak merkeze indik. Karnımızı doyurup biraz dolaştık ve bize yatırılan yol ücretini PTT’den alıp taksiyle kışlaya geçtik. Gazamız mübarek olsun deyip direk teslim olduk.

Girerken normal erler tarafından valizler açtırılıyor ve kontrol ediliyor. Mp3 player, telefon veya akıllı saat kabul edilmiyor. Kontrolün yapıldığı yerin yakınlarına da PTT standı açılmış. Eğer kabul edilmeyen bir cihaz ve eşya varsa PTT üzerinden evinize geri gönderiyorsunuz. Emanet yok. Sadece girişte markete emanet bırakılıyor ama o da ne kadar güvenilir bilemem. Ben bırakmadan eve gönderdim.

İçeride her 250 kişi 1 bölük yapıyor. Öyle ayarlamışlar. Toplamda 5 bölük oluyor içeride. Toplamda 1250 kişi falan bedelli askerliğini tamamlıyor bir anda. İçeri girerken herkesi sırayla alıyorlar. Kontrol sonrası listeye isminiz yazılıyor. Şansınıza hangi numaraya denk gelirseniz o sizin numaranız oluyor askerlik bitene kadar. O numarayla çağrılıyorsunuz, verilen belgeleri o numara ile dolduruyorsunuz. İşlemleri bitirir bitirmez sizi direk bölüğünüzün binasına götürüp odanızı ve ranzanızı gösteriyorlar. Valizleri bırakıp tekrardan sırayla kamuflaj almaya gidiyorsunuz. Kimse size kaç beden giyiyorsun diye sormuyor maalesef. Uzun dönem erler görevlendirilmiş ve göz aşinalığı olmuş sanırım. Herkese uyacak şekilde veriyorlar kıyafetleri. Dar gelirse değiştirilebiliyor ama bol gelirse 21 gün çuval gibi geziyorsunuz. Sivil bir insanı bırakın araç bile göremediğiniz için bu pek de önemli gelmiyor açıkçası. Bir tek bot için ayak numarası soruyor ve söylediğiniz rakamın bir numara üstünü veriyor. Parka dışında verilenlerin hepsi sıfır ürün.

Neyse işte odalara geri döndük kamuflajları giyinmeye. Herkes acaba üstümde nasıl duracak diye merakla giyiniyordu. Valizleri sivil depoya koymamız istendi ve 21 gün işimize yarayacak şeyleri dolabınıza koyun dendi. Her gün belli saatlerde sivil depo açılıyordu ve gidip valizden bir şeyler alabiliyorduk. Dolap küçük. Her şeyin sığmasına imkan yok. Mecbur yedek getirdiğimiz eşyaları valizlere koyup kaldırmak zorunda kaldık.

Askerlik başladı bu dakikadan sonra…

İlk hafta bolca belge doldurarak geçti. Sayım ve evrak doldurma dışında pek bir şey yapmadık. İlk günler her iki saatte bir sayım oluyordu. Rakam hep aynı çıksa da niye sürekli sayım yaptığımızı anlamıyorduk.

İkinci hafta silah eğitimleri oldu. G3 piyade tüfeği ile 3 atış yaptık ve atış yaptığımız kağıt dosyamıza eklendi. Ekstra olarak fotoğraf çekimi oldu. 50 lira karşılığında ufak albüm yaptırabiliyorsunuz ve bu albüm 5 fotoğraftan oluşuyor. Başlarda ne para vereceğim falan deseniz de o an gelince herkes çıkarıp anı kalsın diyerekten parayı çıkarıp verdi. Valla billa almayacağım diyen adamı bile para verirken gördüm yani.

Son hafta ise tören provalarıyla geçti. Bize izmir marşı ile piyade marşını ezberletip söylettiler. Marşlar söyleyerek rap rap rap diye bot vuruyorduk yere her gün. İnsan istemese de ezberliyor o marşları. İzmir marşını ben biliyordum zaten ama piyade marşı biraz zorladı.

Tören günü ise marşlar söylendi, yemin edildi, yürüyüş tamamlandı ve ailelerle 15 dakika fotoğraf vs. izin verildi. Son gün valizler toplamıştık zaten. Hızlıca odalara geçtik ve sivil kıyafetleri giyip dışarı çıktık. Biraz bekleme sonrasında kamuflajı teslim edip terhis belgelerimizi aldık ve çıktık.

İyi niyetli komutanlar ve sürekli iyi davranıp ilgilenmeye çalışan uzun dönem erlerin sayesinde günler zor geçmedi şükür. Ama yine de askerliğin başlı başına bana uygun olmadığını gidince anladım. Çok fazla disiplinin olduğu ve mantığın aranmadığı bir yerde ben duramam kankiii. “Sivil hayatınızı unutun, burada askeri mantık var” deniyor. Uzun dönem giden erler bile durumu anlamamış, bu mantıksızlığı sorgulama şansları bile yok. Emir komuta zinciri var. Denileni yap ve köşene geç. Sorgulama yok. Haliyle bedelli yapana biraz garip geliyor bu durum. Bizim bölükteki kişilere iş getirseler hemen “bu iş kitapçıkta yazmıyor, biz yapmayız, bedelliyiz” diyorlardı. Ama yine de bizim komutanlar iyi niyetliydi bence. Karşı gelene yada abes konuşana az fırça atıyordu veya otur-kalk yaptırıyordu ve konu kapanıyordu. Uzun dönem askerler bunu yapsa her gün iş veriyorlar veya çarşı izinlerini iptal edebiliyorlar. Daha katılar onlara karşı. Uzun dönem askerlerin çoğu da bedelli yapmayı doğru buluyor ama kimi parasızlıktan kimi de zamanı denk gelmediği için uzun dönem askerlik yaptığını söylüyordu.

Bedelli askerliğin bana denk gelmesi iyi oldu. Erkekler için iş hayatında büyük bir engel niteliğindeki bir durumu 21 günde bitirip aradan çıkardım. Değmeyin keyfime…