Fotokopi Makinesi

Normalde zayıf bir iletken iken, ışığa maruz kaldıklarında iyi bir iletkene dönüşen maddelere fotoiletken adı verilir. Gri selenyum fotoiletken bir maddedir ve bu özelliğinden ötürü fotokopi makinelerinde kullanılır. Fotokopi makinelerinin içinde, üzeri selenyumla kaplı bir plaka bulunur. Kopyalama işlemi sırasında, bu plaka elektrostatik olarak yüklü hale getirilir ve sonra kopya edilecek sayfa üzerinden bir ışık şeridi geçer. Kopyalanacak sayfanın beyaz ve kara kısımları plakaya çarptığında, plakada ışık alan bölgeler selenyumdan ötürü iletken hale gelir ve kara yerler yüklü olarak kalır. Böylece plakadaki yüklü bölgelerde, kopya edilecek olan kağıdın elektrostatik olarak görüntüsü çıkar. Daha sonra toner diye tanımladığımız bir toz, bu yüklü bölgeler tarafından çekilir ve ortaya gelen görüntü son olarak boş bir kağıda aktarılır.

Pozitif alanlara yapışıp kalan toner tozu makinenin çıkışındaki silindirlerde anlık olarak 200 santigrat dereceyle ısıtılır. Isınan toner tozu eriyerek kağıda yapışır.Böylece kopyalanacak metin diğer sayfaya aktarılmış olur. Eğer fotokopisini aldığınız kağıt silik çıkmışsa toneri bitmiştir. Eğer fotokopide lekeler varsa fotokopi makinesinin drum zemini hasar görmüştür. tertemiz kağıtta koysanız ışık kırılmasından ötürü negatiflenemeyen noktalar tozlanır ve çıktılar lekeli olur. Fotokopi makinesinin çıkışındaki toner yakma silindirleri kağıdı tam alamazsa kağıt sıkıştırma yaşanır. Fotokopi çekerken kapak kaldırılırsa görüntü koyudan açığa doğru gider.

Amerikalı George C. Beidler tarafından 1903 yılında icat edilen fotokopi makinesi en başta kopyalanacak belgeyi sadece fotoğraflıyordu. Daha sonra 1930’lu yılında Chester Carlson tarafından icat edilen ve 1960’lı yıllarda ABD’li Xerox firması tarafından geliştirilen fotokopi makinesi böylece günümüzdeki halini aldı.Yeni kUşak fotokopi makinelari sadece fotokopi çekmekle kalmayıp çerçeveleme, maskeleme, kenar silme, çift sayfa kopyalama, kenar paylı kopyalama, dizilimine, zımbalama işlemlerini bile gerçekleştirebiliyor.